Mine

Vücuttaki en sert maddedir. Dişi en dıştan koruyucu bir katman olarak çevreler. İçinde sinir hücreleri olmadığı için duyarlı değildir. % 97'si kalsiyum tuzlarından oluşur. Diş minesi altıgen “apatit” kristalleri şeklinde düzenlenmiştir. Minenin yapısına giren kalsiyum tuzları, organik diş maketi üzerinde yavaş yavaş çökelerek birikir ve kristalleşir. Bu birikme, ana rahminde iken başlar. Anne, gebelik süresince bazı ilaçlar alırsa veya çocuk mine teşekkülü sırasında bir hastalık geçirirse mine birikimi aksaklığa uğrayabilir. 0 zaman dişler sarı, gri veya kahverengi olur. Bazen de eksik (hipoplazik) teşekkül eder.

Dentin

Minenin altındaki tabakadır. Yetişkin bir insan dişinin %75'ini oluşturur. Kemikle aynı yoğunluğa sahip olmasına rağmen ısıya ve dokunmaya duyarlıdır. Gerektiğinde içerdiği tamir hücreleri ile yeniden dentin dokusu oluşturabilirler. Dişin asıl kitlesini dentin (fildişi) tabakası oluşturur. Dentin, taç kısmında mine; kök kısmında da sement ile örtülüdür. Dentin canlı bir yapıdır ve % 70'i mineral tuzları; % 20si organik madde ve % 10'u da sudan oluşur. Dentinde çok sayıda kanalcık içerir. Bu kanalcıkların içi diş özü sınırındaki dentin yapıcı hücrelerin uzantıları olan iplikçiklerle doludur. Dentin yapan hücrelere “Odontoblast” denir. Dentin kanalcıklarının milimetre karede sayıları 10.000'e. yaklaşır. Diş, dolgu veya kaplama yapılmak için kesilir veya küçültülürse bu kanalcıklar açığa çıkar ve o zaman soğuk, sıcak, tatlı ve ekşiden ağrı duyulur.

Pulpa (Diş Özü)

Dişin orta kısmına ve burada bulunan yumuşak dokuya verilen addır. Kökün ucuna kadar devam eder. Bu kısımda kan damarları yer alır ve bu damarlar sayesinde diş enfeksiyondan korunur ve daima aktif halde kalır. Aynı zamanda pulpada aşırı duyarlı sinir hücreleri bulunur ve bu hücreler sayesinde sıcak, soğuk ve basınç gibi duyular hissedilir. “Pulpa” adı da verilen diş özü, dentin tarafından oluşturulan bir odacık içinde yerleşen kılcal atar ve toplar damarlar; duyu sinirleri ve bütün bu yapıları koruyan bir destek dokusundan oluşur. Diş özünün dış çevresi dentin yapıcı hücrelerle (odontoblast) kuşatılmıştır. Bu hücreler, çürük ve diğer zararlı etkenlere karşı, dişi koruyan kale muhafızlarına benzer. Her hangi bir nedenle oluşan çürüğe karşı dentin yapıcı hücreler üstün gelirlerse bu hücreler diş özü kalesini dentinle sıvarlar; yenik düşerlerse diş özü açılır ve iltihaplanır. Bu etkinlik genç insanların diş özünde daha yoğundur.

Sement

Kökün etrafını kaplayan kemiksi bir tabakadır, çok incedir. Diş kökünün çene kemiğine tutunmasını sağlar. %65'i inorganik maddedir. Bazen kök etrafında ve kök ucunda aşırı sement birikebilir. Buna "Hipersementoz" denir.

Dişler sindirim sisteminin başında besinlerin ufalanıp parçalanmasına, koparılmasına yardım eder. Kendini çevreleyen destek dokuları korur ve gelişmelerini sağlar. Konuşmayı ve seslerin doğru bir şekilde çıkmasını sağlarlar. Estetik olarak yüzle bir bütünlük içindedir.

Kesici Dişler

Alt ve üst çenedeki ön dişler "Kesici Diş" olarak adlandırılır. Üst çenede genişliği 9-10 mm. olanlar orta kesici; 6-7 mm. olanlar ise üst yan kesicilerdir. Alt orta ve yan kesicilerin genişlikleri ise 6-7 mm. arasındadır.

Köpek Dişleri (Kanin)

"Köpek dişi" ve "göz dişi" adı da verilen kaninler kesici dişlerden sonra gelir, alt ve üst çenede sağlı-sollu birerden dört (4)tanedir. Uçları sivri olup koparmaya yararlar.

Azı Dişleri

Kaninlerin arkasında, azı dişleri yer alır. Yapı olarak birbirinden farklı olan azı dişleri, her bir yarım çenede, iki küçük azı, üç de büyük azı olmak üzere beşer tane ve bir çenede toplam on (10) tanedir. Bütün küçük azıların çiğneme ve kenetlenmeye yarayan ikişer tümsekçikleri vardır. Üst çenedeki büyük azıların dörder tümsekçiği; alt çenedeki büyük azıların beşer tümsekçiği vardır. Bu tümsekçiklere “tüberkül” adı verilmektedir.

Yirmi Yaş Dişleri (Akıl Dişleri)

Dişlerin Konuşmaya Etkisi

Düzgün konuşmada dişlerin önemli rolleri vardır. Aşağıda ki birkaç örnek bu rolü vurgulamaktadır.

  • DE ve TE sesleri, dil ucunun, üst kesicilerin damak tarafındaki eğiminden destek almasıyla çıkar.
  • FE ve VE sesleri ise, alt dudağın, üst kesicilerin kesici uçlarına temas etmesiyle çıkar.
  • SE sesi, karışık bir işlemle çıkar. Alt ve üst kesiciler birbiriyle temas halindeyken, dilin, azıların dil tarafındaki yüzeyinden destek alması ve dil ucunun da (kesiciler arasında bir oluk yapıp) hava borusu oluşturmasıyla gerçekleşir. ŞE ve JE sesleri de buna benzer bir işlemle gerçekleşir; fakat bu sırada dil ucu göreve katılmaz.

Dişler çene kemikleri, dişetleri, dil, damak, buların hepsi, çiğneme, tat alma, yutkunma ve konuşma ile ilgili görevlerini bir bütün halinde yürütürler.

Isırma ve Öğütme

Kesici dişler, yiyecekleri ısırmaya ve kesmeye yararlar. Üst diş kavisi, alt diş kavisinden daha geniştir ve onu her yönde taşar. Alt çenenin aşağıya kaymasıyla ağız açılır ve lokma kesici dişlerin arasına girer. Ağız kapatılınca, ısırma hareketi ile üst kesiciler alt kesiciler üzerinde bir makasın ağzı gibi kayar ve yiyecekleri koparır.

Öğütme işlemi alt çene eklemi ve çiğneme kaslarının uyumlu çalışması ve yana hareketlerle gerçekleşir. Besinleri iyi öğütebilmek için diş dizilerinin düzgün ve eksiksiz olması şarttır.

Diş Eti

Bir dişin dışarıdan sadece taç kısmı görülür ve diğer kısımları çene kemiği içinde gizlenmiştir; üzeri dişeti dokusu ile örtülüdür.Diş eti, sert, lifli ve kan dolaşımı ile iyi beslenen bir yapı olup; normal rengi uçuk pembedir. Sert ve kemiğe sıkı-sıkıya yapışan 4-5 mm'lik dişeti daha yumuşak bir bağlantı ile yanak ve dudak içini döşer; bu yapıya "Mukoza" denir. Yanak ve dudakların iç yüzü ile diş dizileri arasında "Vestibül" = "Dalız" yer alır.(Daha detaylı bilgi periodontoloji bölümünde anlatılmıştır.