Tükürük

Kulak önü, çene altı ve dil altı bezleri tarafından üretilen renksiz, özel kıvamda, akıcı bir sıvı olan tükürük, üretildiği bezlerden kanalcıklar aracılığı ile ağız boşluğuna taşınır. Bezler günde 5 litreye yakın tükürük üretirler. Kulak önü tükürük bezinin kanalı, üst 1. büyük azı yakınında; diğer tükürük bezlerinin kanalcıkları da dil altından ağıza açılırlar. Sınıflandıracak olursak:

KÜÇÜK TÜKÜRÜK BEZLERİ (Glandulae Salivariae Minores)

Minör Tükürük Bezleri, ağız boşluğunun küçük salgı bezleridir. Bulundukları yere göre adlandırılırlar.

  • Gl. labiales (dudakta)
  • Gl. buccales (yanaklarda)
  • Gl. molares (azı dişleri düzeyinde mukoza altında Gl. buccales e paralel)
  • Gl. palatinae (damakta),
  • Gl. linguales (dilin yan ve arka yüzeylerinde)

BÜYÜK TÜKÜRÜK BEZLERİ (Glandulae Salivariae Majores)

Glandula sublingualis: Diaphragma oris (ağız diyaframı) üzerinde, dilin altında yer alan, bir çok boşaltım kanalına sahip olan ve daha çok müköz yapı gösteren bez. Ductus subligualis major başlıca boşaltım kanalıdır. Bunun yanı sıra yaklaşık 40 kadar Ductus subligualis minores ile de ağıza tükürük salgısı boşaltır.

Glandula submandibularis: Mylohyoid kasın hemen altında bulunan daha çok seröz yapıdaki tükürük bezi. Ductus submandibularis ile dilin hemen altına salgı boşaltır.

Glandula parotis: Altçene ramusumnun dış yanında bulunan kulak altı tükürük bezi. Ductus parotideus(Stenon kanalı), masseter kasının ön kenarını dolaşarak üst ikinci büyük azının yanına açılır.

Tükürüğün İçeriği

Alkali özellik gösteren tükürüğün temel bileşeni sudur. Bunun dışında, tükürük bezleri tarafından üretilen diğer başka maddeleri ve ağız boşluğunda doğal olarak bulunan çeşitli bileşenleri de içeriyor. Tükürük içeriğinde bulunan maddeleri şöyle sıralayabiliriz:

Su, albümin, Çeşitli enzimler (lipaz, amilaz, laktik dehidrogenaz, beta-glukuronidaz, esteraz, peptidaz, fosfataz, ribonükleaz, peroksidaz), Karbohidraz, lizozim, musinler, sistatinler,

Sinir büyüme faktörü, epidermal büyüme faktörü, gustin, fibronektin, histatin,

İmmunoglobulin-A, -G ve –M, serum proteinleri, Laktoferrin, kreatinin, siyalik asit, üre, ürik asit, lipidler,

Azot, elektrolitler, amonyak, bikarbonat, kalsiyum, klor,

Flor, iyot, fosfatlar, potasyum, sodyum, sülfatlar, tiosiyanat, magnezyum, vs.

Bunların dışında, tükürük bezleri tarafından salgılanmayan bileşenler arasında da şunlar bulunabiliyor: Mantarlar, serum ve kan hücreleri, Yemek artıkları, bakteriler ve bakteriyel ürünler, Bronşiyal salgılar, hücre artıkları, virüsler, vs.

Tükürüğün ağız ve dişlere yararlı etkileri şöyle özetlenebilir;

  • Tükürük, dişleri mekanik olarak temizler.
  • Tükürük, dişleri çürümekten korur.
  • Tükürük, içinde bulundurduğu mayalarla ağız mukozasını korur.

Tükürük Bezi Hastalıkları

Tıkanıklık

Tıkanıklık, çoğunlukla taş oluşmasına bağlı olarak parotis ve submandibüler bezlerde görülür. Şikayetler tipik olarak yemek yerken görülür. Yemek yerken tükürük oluşması hızlanır fakat tıkanıklıktan dolayı akamaz ve bazen iltihabın da eşlik ettiği şiddetli ağrı ve şişliğe yol açar.

Şişlik, Ödem

Şayet taşlar tam olarak tıkanıklık meydana getirmemişlerse yemek yerken bezler şişer ve bir süre sonra yavaş yavaş inerler, ta ki bir sonraki yemeğe kadar. Biriken tükürük içerisinde mikroplar daha kolay ürerler ve daha şiddetli ağrı ve şişlik oluştururlar. Şayet yeterli sürede tedavi edilmezlerse apse oluşturabilirler.Bazı kişilerde tükürük bezlerinin ana kanalları anormal olabilir. Bu kanallar darlıklar yaratarak tükürük akımını azaltarak iltihap ve tıkanıklık şikayetlerinin oluşmasına yol açabilirler.

İltihap

En sık görülen tükürük bezi iltihabı parotis bezini etkileyen "kabakulak"tır. En sık çocuklarda görülmesine rağmen yetişkinlerde de görülebilir. Eğer bir yetişkinde parotis bezi bölgesinde bir şişlik olursa bunun tıkanıklıktan veya tümörden olma şansı daha fazladır.Kanal darlığından ve tükürük akımının azalmasından kaynaklanan iltihaptan daha önce bahsedilmişti.Komşu lenf bezlerinin iltihabından dolayı tükürük bezlerinde de ikincil iltihap olabilir. Bu lenf bezleri boğazın üst kısmında boğaz ağrısı sonrası görülen hassas lenf bezleridir. Bu lenf bezlerinin bir kısmı gerçekte parotis bezinin üzerinde, içerisinde ve altında veya submandibüler bezin yanında bulunurlar. Lenf bezleri iltihaplandığı zaman kızarıklık ve ağrılı şişlik oluştururlar. Lenf bezleri tümör ve ödem dolayısı ile de büyürler.

Tümörler

Tükürük bezlerinin birincil tümörleri başlangıçta çoğunlukla ağrısız şişme ile kendilerini gösterirler. Tümörler nadiren birden fazla bezde bulunurlar ve kulak önü, ağız içi, damak, ağız tabanı, yanaklar ve dudaklar üzerinde bulunabilirler. Bu şişlikler kulak, burun, boğaz ve baş-boyun cerrahları tarafından değerlendirilmelidirler.

Teşhis

Tükürük bezleri hastalıklarının teşhisi dikkatli bir hikaye, fizik muayene ve laboratuar testleri ile konur. Büyük tükürük bezlerinde bir taş tıkanıklığından şüphe edilirse bezin açıldığı ağız uyuşturularak kanalı genişletilip taşın çıkıp çıkmadığına bakmak gerekebilir. Bu tür bir işlemden önce röntgen filmi ile kireçlenmiş taşın nerede olduğu tespit edilebilir.

Şayet tükürük bezinde bir kitle tespit edilmişse, bilgisayarlı tomografi ile buranın röntgeninin çekilmesi yararlı olur. Bu tomografi ile kitlenin gerçekten tükürük bezinden mi yoksa komşu bir lenf bezinden mi kaynaklandığı bulunur.

Birçok vakada muayene odasında yapılabilen ince iğne aspirasyon biyopsisi yardımcı olur. Bu testin doğruluğu % 80 ile 90 arasındadır. Kitleden cilt kesisi ile bir parça alarak incelenmesi, muayene odasında tavsiye edilmez. Parotis bezi ile birlikte seyreden yüz sinirinin hasar görme ihtimalindan dolayı açık biyopsi operasyon odasında yapılmalıdır.

Tedavi

Başlıca iki bölüme ayrılır: İlaçla ve operasyonla. Tedavi şeklinin seçimi problemin ne olduğuna bağlıdır. Şayet problem bütün vücut ile ilgili bir hastalıktan kaynaklanıyorsa bunu tedavi etmek lazımdır. Bu diğer branştaki hekimlerle konsültasyonu gerektirebilir. Şayet hastalık tıkanıklık ve iltihap ile ilgili ise antibiyotikler kullanılır. Bazen kanallara müdahale gerekir.

Şayet tükürük bezinin içerisinde bir kitle oluşmuşsa bunun çıkartılması gerekebilir. Parotis bezi içerisindeki kitlelerin çoğu selimdir. Operasyon gerekince bu bezin içerisinden geçen yüz sinirine çok dikkat edilmesi gerekir. Parotis bezi içerisinde habis tümör varsa, yüz sinirinin büyük kısmına zarar verilmeden kitle çıkartılabilir. Operasyon sonrası sıklıkla radyasyon tedavisi önerilir. Bu tedavi operasyondan tipik olarak dört ile altı hafta sonra başlanır bu sürede dokuların iyileşmesi beklenir.

Ağız ve boğazdaki küçük tükürük bezleri için de aynı prensipler geçerlidir. Selim hastalıklar en iyi tek olarak başına operasyon ile tedavi edilirler, habis tümörler ise hem operasyon hem de radyasyon tedavisine ihtiyaç gösterirler. Şayet kitle tükürük bezinin komşuluğundaki bir lenf bezi kanseri ise o zaman tedavi şekli elbetti ki değişir. Bu tür bir tedavi yöntemi yine en etkin olarak kulak, burun, boğaz ve baş-boyun cerrahı tarafından yönetilebilir. Özet olarak, tükürük bezi hastalıklarının birçok sebebi vardır. Bu hastalıklar hem ilaçla hem de cerrahi olarak tedavi edilirler. Bu tür tedaviler bu alanda deneyimli kulak, burun, boğaz ve baş-boyun cerrahı tarafından gerçekleştirilir