Pedodontinin (Çocuk Diş Hekimliği), birinci amacı ortaya çıkmış problemleri tedavi etmekten çok bu sorunların oluşmasını engelleyecek önlemleri almaktır. Bu amaçla uygulanan prosedürlere Koruyucu Diş Hekimliği denir. Tüm Dünyada Pediatrik Diş Hekimlerinin ilk amacı çocukları çürüksüz bir geleceğe yönlendirmek olarak kabul edilmektedir.

  • Bebeğin anne karnındaki yaşamında süt dişlerinin gelişmesini ve kireçlenmesini etkileyen faktörlerden başlayıp,
  • Doğum sonrası; Bebeklerde diş sürmesi, Diş sürmesini etkileyen faktörler, Daimi dişlerin gelişimi-kireçlenmesi ve sürmesini inceleyen,
  • Çocukların süt ve daimi dişlerindeki çürükleri ve bunların tedavi yöntemlerini
  • Çocuk hastaların ağız-diş sağlığını ve bunların koruma metotlarını,
  • Ağız-diş bulgularının sistemik hastalıklarla birlikte değerlendirilmesini ele alan,
  • Koruyucu diş hekimliğinin temelini oluşturan bir bilim dalıdır.

Yeni doğan bebeğin ağzı sterildir (mikropsuzdur), fakat birkaç dakika sonra kirlenir ve yaşam boyu da mikroplu kalır. Ancak ağızda bulunan bakterilerin çoğu hastalık yapmayan (saprofit) türdendir. Vücudun direnci kırılınca bu bakteriler hastalık etkeni olabilir. Ağızda bulunan bakterilerin hepsi birlikte “Ağız florası”nı oluştururlar.

Süt dişleri, çocuk altı aylıkken çıkmaya başlar ve 2.5 yaşında alt ve üst çenede toplam (20) tane olarak tamamlanır. Süt kesicileri, daimi kesici dişlere göre daha küçüktür. Süt azıları da daimi küçük azılara göre daha büyük yapıdadır.

Çocuk büyüdükçe, süt dişlerinin kökleri altında yer alan kalıcı dişin kökü, sürme etkisiyle erimeye başlar; kök tamamen eriyip dişin yalnız kuronu kalınca da diş kendiliğinden düşer.

Süt dişleri normal dişlere oranla daha çok organik madde içerirler, bu nedenle çürümeye daha yatkınlardır, daha kolay ve hızlı çürürler.

Çocuklar, çürüğün erken döneminde görülebilen sıcak-soğuk hassasiyeti ve hafif ağrı gibi sinyalleri zamanında yorumlayamazlar. Olayı ancak dayanılamayacak kadar ağrı olmasında fark ederler ki bu durumda çok geç kalınmış olabilir.

Çocuklar ağız bakımına yetişkinler kadar dikkat edemezler. Çocuğun el becerisi, merakı ve ebeveynin tutumu diş fırçalama alışkanlığını belirler.

Özellikle annelerin sıklıkla yaptığı bir hata da emzik ya da biberonu şeker, reçel vb. gibi gıdalara batırarak çocuklara vermeleri veya uyku aralarında şekerli süt, meyve suyu gibi gıdalara alıştırmalarıdır. Böylece beslenme düzensizliğinden dolayı dişler çürümeye yatkın hale gelir.

Çürüğü tamamen engelleyebilecek bir aşı ya da ilaç henüz geliştirilemedi. Ancak, çürük sayısını azaltmaya yönelik bazı malzemeler günümüzde kullanılmaktadır, bunlardan birisi; fissür örtücü dediğimiz malzemedir. Diş çürükleri genellikle azı ve küçük azı dişlerinin, çiğneyici yüzlerinde bulunan "fissür" adı verilen oluklarda başlar. Bahsettiğimiz malzemeyle olukların üzeri kapatılıp, o bölgeye mikrop, yemek artığı… vs. sızması engellenerek çürük başlaması önlenir. Bu işlem, 6 yaşından itibaren çıkan kalıcı azı ve küçük azı dişlerine de uygulanabilir.

Çürüğü engellemenin başka bir yolu da dişlerin çürüğe karşı direncini artırmaktır. Dişlere yüzeysel florür uygulanması suretiyle bu direnç kazandırılır.

Süt dişleri kapladıkları alanı kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı diş için korumakta ve kalıcı diş sürerken ona rehberlik yapmaktadırlar. Süt dişi erken çekildiği zaman bu doğal yer tutuculuk fonksiyonu da ortadan kalkmaktadır.

Süt dişlerinin birinci görevi çocuğun düzgün beslenmesini sağlamaktır. Ayrıca konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlıdır. Bunların yanında resimdeki gibi bir görüntü, hiç kimsenin çocuğunda görmek istemeyeceği ciddi estetik sorunlara da yol açmaktadır.

KORUYUCU TEDAVİ

Koruyucu tedavi, her alanda olduğu gibi çocuk diş hekimliğinde de çok önemlidir. Çocuğunuzun düzenli hekim kontrolü altında olması, doğru diş fırçalama ve beslenme alışkanlığını kazanması onun bir ömür boyu sağlıklı dişlere sahip olmasını sağlar. Diş sağlığında süt dişlerinin de önemi büyüktür. İyi korunmamış süt dişleri çürüyerek ağrılara sebep olur.

Erken kaybedildiğinde ise daimi dişlerin çapraşık çıkmasına yol açar. Bu nedenle en doğrusu, çocuğunuzun süt dişleri çıktığı dönemden itibaren kontrollere başlamaktır. Flor uygulaması ve fissür örtücü gibi koruyucu yöntemlerle diş çürükleri önlenebilir. Aynı zamanda ağız ve yüzün görünümünü etkileyen ortodontik sorunlara erken müdahale ile kolayca çözülerek çocuğunuzun kendine güvenen mutlu bir birey olmasına katkıda bulunacaktır.

Dişlerin üzerinde oluşan bakteri plağı (yiyecek artıkları ve mikroorganizmalardan oluşan beyazımsı, yapışkan tabaka) eğer normal fırçalama ile uzaklaştıramayacak kadar birikti ise diş hekimi tarafından temizlenerek uzaklaştırılmalıdır. Bu işlem bakteri plaklarının uzun vadede meydana getireceği diş taşı ve çürük gibi problemlerin de oluşumunu engelleyecektir. Aynı seansta çocuğa, diş fırçalama eğitimi ve çürüklerden korunma hakkında bilgilendirme de yapılarak tekrar kontrole çağrılır.

DİŞ ÇEKİMİ

Bazı durumlarda çürük, dişin iç kısmındaki canlı (sinir-pulpa) bölüme kadar ilerler. Dişin köklerinden çene kemiğine ulaşan iltihabi bir durum meydana gelir. Çocuğun yüzü şişer, şiddetli ağrısı vardır ve bu dişi ağızda tutmak çocuğun sağlığı açısından doğru değildir. Bu durumda diş buradan çıkartılır. Özellikle bu bir süt dişi ise ve alttan gelen daimi dişin sürme zamanı çok yakınsa hiç bir mahsuru olmayan bir işlemdir. Daimi dişin sürme zamanı yakın değilse mutlaka çekilen dişin yerine bir yer tutucu aparey yapılmalıdır.

Kalıcı bir dişte ise çekim işleminden önce bu karar defalarca gözden geçirilmeli ve gerçekten yapılacak hiçbir şey kalmadığı durumlarda çekim düşünülmelidir. Daimi dişler çekildikten sonra, çocuğun yaşı uygun ise hemen ortodontik tedaviye başlanarak bu boşluk diğer dişlerle kapatılmalı ve alt-üst dişler arasında doğru bir kapanış ilişkisi sağlanmalıdır. Çekilmiş bir daimi dişin yeri öylece bırakıldığında yandaki dişler bu boşluğa doğru eğilirler. Boşluğun karşısındaki diş boşluğa uzar ve bir diş yüzünden ağzın bütün dengesi bozulabilir.

  • Bebeğinizin gece ağzında biberonla uyuma alışkanlığını önleyin.
  • Beslendikten sonra uyutmaya çalışın.
  • Biberondaki süte şeker, bal pekmez gibi tatlandırıcılar ilave etmeyin.
  • Bebek beslendikten sonra mutlaka su içirin.
  • İlk dişlerin sürmeye başlamasıyla gece ve sabah beslenmeleri sonrası Parmağınıza sardığınız temiz ve nemli bir gazlı bez, tülbent veya temiz bir bez ile dişlerini silerek temizleyin.
  • Bala, pekmeze, reçele batırılmış emzik vermeyin.
  • Çocuklara asitli içecekler vermeyin.