Gülüş tasarımı denildiğinde oluşan ilk algı, genellikle bunun nasıl olabileceğini idrak etmeye çalışmak olur. Gülümseme, dudak ve dişler aracılığıyla yaratılıyorsa ve bu yapılar genlerimize göre şekillendi veya çeşitli dış etkenlerle bozulduysa, nasıl olur da yeniden dizayn edilebilir? Hastaların estetik diş hekimliğinde en çok merak ettiği diğer bir soru da Gülüş Tasarımı tedavisinin kişiye uygun olup olmadığıdır. Estetik diş hekimi Dr. Mesut Mutlu  kısaca gülümsemenize yapılabilecek ufak dokunuşların sizi nasıl değiştirebileceğine değindi:

Dişetinizin gülerken fazla görünmesi (gummy smile),

 dişlerinizin aynı boyda olmaması,

çapraşıklık,

diş aralarının açıklığı,

dişlerde kısalık,

renklerinin hoşunuza gitmemesi,

dişlerinizin gülerken görünmemesi,

kapattığınızda ön dişlerin açık kalması…vb birçok -estetik kaygı yaratan- sorunlar sıralanabilir.

Anne karnında oluşmaya başlayan çene kemikleri, doğum sonrası her türlü dış etkenlere bağlı olarak şekillenmeye başlar ve yaklaşık 16-18 yaş aralığında iskelet gelişiminin durmasına kadar gelişimini sürdürür. Bu süreç içerisinde bebeklerde özellikle uzun süreli biberon veya emzik kullanımı, parmak emme, dil ısırma, daha ileri yaşlarda üst solunum yolu problemlerine bağlı geceleri ağızdan solunum yapmak gibi etkenler genellikle çenelerde şekil ve kapanış bozukluğu yaratırlar.

Süt dişlerinin aileler tarafından takip edilmemesine bağlı ,çabuk çürümesi ve erken kaybedilmesi, çocuklarda düşme –çarpmalara bağlı diş kayıpları..vb beraberinde daimi dişlerin bozuk bir görüntü sergileyecek şekilde çıkmasına neden olmaktadırlar. Yine genetik faktörlere bağlı olarak çenelerin genişliği ile dişlerin boyutlarının uyumsuzluğu, daimi dişlerde çapraşıklık yaratacaktır. Gerek tedavilere geç kalınması, bazen ailelerin ekonomik veya başka nedenlerle ortodontik tedavi yaptırmamaları da bu sorunu yetişkinliğe doğru taşımaktadır.

Düzenli veya hiç olmayan; fırçalama, diş ipi kullanımı, doğru beslenme, periyodik diş hekimi kontrolleri gibi ağız ve diş sağlığını korumaya yönelik aşamalar, estetik bir sorun da yaratan dişeti hastalıklarının habercisi olabilirler. Kişi bu durumu öncelikle dişetinin renginde koyulaşma, şişlik veya kanama neticesinde anlamaya başlar.

Estetik Diş Hekimleri, gülüş tasarımı prosesinde hastayı değerlendirirken bütün bu kriterleri ve teknik detayları göz önünde bulundurur. İlk olarak hastanın kendi beklentileri ve istekleri dinlenir. Mevcut durumu değerlendiren hekim öncelikle tedavinin sınırları, yapılabilecek ve yapılması riskli olan kısımlar hakkında bilgilendirme yapar. İlk seans genel muayeneyi takiben dişlerden ve hastanın yüzünü de içine alacak şekilde fotoğraflar çekilir. Bu fotoğraflar bilgisayar ortamına aktarılır ve dişler üzerinde olması gereken, istenen görüntü oluşturulmaya çalışılır.

Tedavi genel olarak ağız hijyeninin sağlanması ile başlar. Bu amaçla gerekiyorsa diş taşı temizliği, küretaj ve/veya estetik amaçlı ön bölgedeki dişetlerinin seviyelenmesi yapılır. Bu seviyeleme dişlerin boyutlarını orantılayabilmek adına atılan en önemli adımdır.

İkinci aşama olarak varsa mevcut çürükler tedavi edilir, estetik (lazer-kompozit) dolgularla bitim yapılır. Bazı durumlarda ise bu aşamadan sonra bazen ise dişeti tedavisi öncesi teşhis ölçüsü alınır. Teşhis ölçüsü üzerinde diş teknisyeniyle birlikte diş estetiğine yönelik bir ön çalışma hazırlanır. Wax up denilen bu hazırlık ulaşılması istenen estetik görüntünün modeller üzerindeki halidir.